1929 yılında çıkan ayaklanmalar sonucunda Emanullah Han devrilmişti, Sovyetler birliği burada 2 hata yapmıştı. İlk önce güçlü bir destek yollamamıştı, 1000 kişi hiç yeterli olmamıştı. karşısındaki İsyancıları hafife almışlardı.
2. Olarak da İsyandan sonraki karışık ortamda kalakalmışlardı, yeni liderler için hiçbir girişimde bulunmamışlardı.



Fakat eski hanedan üyelerinden Nadir Han, ülkeye dönmüş ve şiddetli tedbirler ile isyanı bitirmişti. Asayişi sağlayıp otoritesini güçlendirdikten sonra, Ne Emanullah Han gibi Radikal devrimci(Afganistan’a göre) ne de isyancılar gibi tamamen yenilik karşıtı olmayı seçmiş, Hem yanındaki Türk basmacılarına, hem de SSCB’ye şüphe ile yaklaşan, ılımlı bir reformist olmuştu. Fakat 1933 yılında suikaste kurban gidecekti. Şimdi ise Bu savaşın en önemli karakterlerinden biri olacak olan, 40 yıl boyunca, 1973 yılına kadar ülkesinin başında kalacak olan Zahir Şah dönemine geliyoruz. İlk başlarda SSCB ye tekrardan yaklaşmaya çalışsa da, Stalin adeta trip atan sevgililer gibi 'bu ilişkiye değer vermiyorsun" diyerek tüm girişimlerini reddetmişti. Afganlar yapayalnızdı, adamlar bir de 2.Dünya Savaşında’da böyle kaldı, hem de büyük güçlerin tam ortasında ama en azından savaşa uzak bölgedeydiler ve açıkçası kimse pek tınlamadı onları. Bunun üzerine ‘H.tler Afganları severdi’ diyerek N4zilerle yakınlaşmaya çalışsalar da Sovyetler bunu engellemek için tekrardan Afganlarla yakınlaşmaya başladı, fakat burada pek başarılı olamadılar zira Afganistan ‘Aryan’ olduğunu iddia etmeye başlamıştı. Üstelik aydınları arasında tüm Peştunların birlikte yaşadığı bir devlet hayal etmeye başlamışlardı.
Tabi Almanlar bu sırada da İran’ı da kazanmaya çalışmışlar, bir süreliğine başarılı olmuşlarsa da 1941 yılında Alman yanlısı Şah Rıza Pehlevi’nin İngiliz ve Sovyet baskıları ve saldırıları sonucu tahttan indirdiler. Böylelikle Afganistan’la bağları kesiliyordu. Bu dönemde sonra ise Afganlar Almanlardan ilgi görmediler çünkü Almanlar özellikle 1941’den sonra tamamen Avrupa’ya ve SSCB’ye odaklanmış haldeydi.


Pakistan'daki Peştun nüfusunun yoğunluğu, Afganlar Peştun nüfusunun en yüksek olduğu yerleri almak istiyordu.
 


 

2.Dünya Savaşı’ndan sonra 1947 de Hindistan’ın bağımsız olması sonucu ve içinden Pakistan’ın çıkması Afganları Dünya ile çatışmaya götürdü, Afganlar Peştunların yoğun olduğu yerlerin ya direkt kendisine devredilmesini ya da referandum yapılmasını isterken İngilizler işin arasından kolayca oldu-bitti ile çıktı ve bunun sonucunda Afganlar bu bölgeleri almak için saldırsa da batı destekli Pakistan ordusu tarafından püskürtüldüler. Bu onları SSCB’ye giderek daha fazla yaklaştırıyordu.

Emanullah Han’a destek verilmesinde ilk önce tereddüt gösteren ve arada kalan Sovyet yönetimi, Stalin ve Troçki gibi önemli isimlerin bir kral da olsa Emanullah Han’ın İngiliz ve Fransız Demokrasilerinden daha ilerici olduğu hakkında hemfikir olmaları sonucunda Emanullah Han’a destek verildi. Tabi, burada ortak düşman olarak emperyalistlerin de payı vardı. Özellikle Stalin idealist bir fikir adamından çok bir devlet adamıydı. Onun bu özeeliğini ülkesinin çıkarları için uygun gördüğü Bolşevizm’e düşman olan n.zilerlerle antlaşma imzalarken de görebilirsiniz. Sovyetler birliği Afganistan’ın tanıdığı ilk devlet olurken, Afganistan’da SSCB’nin tanıdığı ilk yabancı devletti. İki tarafın da tereddütleri gidermesinin sonucu olarak 1921 yılında Afgan-Sovyet dostluk antlaşması imzalandı. Böylelikle Afganlar emperyalizmle mücadele SSCB’nin tarafında yer alırken Ruslar da Afganistan’a para yardımı yapmayı ve iki ülke arasında bir telefon hattı çekmeyi, Afganistan’a fabrikalar kurmayı kabul ediyorlardı. Afganistan tüm bu yakınlaşmalarına rağmen Hindistan’da çıkan Bolşevik hareketlere karşı çekingen kalmış ve Sovyetlere karşı yürütülen Basmacı hareketine karşı önemli bir harekete girişmemişti ama tüm bunların yanında Sovyetlerin etki alanını genişlettikleri için dolaylı da olsa tüm bu konularda Sovyetlere yardım etmiş oluyorlardı. Dostça gelişen ilişkiler 1926 yılında gene sıkıntıya girmiş ve Sovyet ordusu Afganistan’ın bazı bölgelerini ‘Basmacı İsyanına’ karşı gerekli olduğu gerekçesi ile işgal etmişti. Emanullah’In verdiği sert tepki sonucunda geri çekilseler de bu, SSCB Afgan ilişkilerinde bir yara olarak kalacak ve gelişen ilişkileri yeniden gergin bir havaya sokacaktı.



Emanullah han 1928 yılında başlayan isyanlar sonucunda devrilirken Rus komünistleri ikiye bölünmüştü. Bir taraf isyancıların gerici olduklarını kabul etmekle beraber Emanullah Han’ın kral olduğunu vurguluyor ve bu yüzden İsyancılardan yana tutum alınması gerektiğini söylüyordu, bir taraf da Emanullah Han’ın kral olduğu fakat kral olduğu gibi, Emperyalizmle mücadele ettiği ve ilerici olduğu için karalın yanında yer alınması gerektiğini söylüyordu.



Stalin bu hizipleşmede 2.görüşü destekledi, Afgan üniforması ile donatılan fakat Sovyet ordusunda bulunan askerleri Emanulah Han’In yardımına gönderdi. Asker gönderek kendisi için daha faydalı bulduğu Emanullah Han’a yardım ederken aynı zamanda bu kişiler Afgan üniforması giydiği için Emanullah Han kaybetse de ilişkilerde önemli bir bozulma olmayacak ve Stalin verdiği desteği kolayca reddedebilecek ve aynı zamanda partisindeki öbür görüşte yer alanları kendinden uzaklaştırmamış olacaktı.

Rusların Afganlarla olan ilişkisi Korkunç İvan’a kadar geri götürülebilir, Rusya’nın daha agresif bir pozisyon almasını sağlayan İvan, bu düzlemde Afganistan’a yolladığı elçiler sayesinde eskiden Timurluların hareket alanı olan Afganistan’ı kendine bağlamaya başladı. İlerideki tarihlerde kaşifleri ile ilk önce Sibirya’yı keşfeden ve etkisi altına alan Ruslar, daha sonra Orta Asya coğrafyasına yayılmaya başlayarak 1800’lü yıllarda Afganistan’a ulaştı. Bu sırada Afganistan Ingilizler tarafından etki altına alınmıştı, İlk önce İngiliz tehdidine karşı Ruslarla hareket etmek isteyen Afgan ileri gelenlerine karşı Rusların tepkileri soğuktu, fakat daha sonra İngilizler ile uzun bir süre adı konulmamış bir soğuk savaş yaşayacak olan Ruslar, Afganistan’daki İngiliz yayılımını bir tehdit olarak görmüş ve Afganlarla ortak olarak hareket etmeye başlamıştı.

Afgan ileri gelenlerinden olan Dost Muhammed’e 2 milyon Ruble vermeyi kabul eden Ruslara karşı İngilizler bölgeyi işgal etmeye çalışmış fakat Dost Muhammed’i devirememişlerdi. Daha sonra 2.Anglo-Afgan savaşını başlatan İngilizler Afganları yendi ve bölgede hakimiyet kurmayı başardı. Afganlar Ruslardan pek çok yardım istese de Ruslar hem kendi ekonomik sıkıntılarından hem de İngilizlerden çekindikleri için bu yardımları yollamadı. 
 

1.Dünya Savaşına yaklaşan yıllarda Ruslar 1907’de
İngilizler ile imzaladıkları antlaşma ile Afganistan’a karışmayacaklarına dair söz vermiş oluyordu.
1.Dünya Savaşı’nda hareketsiz bir bölge olarak kalan Afganistan ve çevre ülkeleri 1917’deki Bolşevik ihtilali ve sonraki dönemde Rus iç savaşı ile Ruslar tekrardan Afganistan’a yakınlaştı. Bunu yanında Emperyalist ülkelere karşı mücadele veren Rusya sadece Afganlarla değil Türkiye ile de ortak düşmanlarından dolayı yakınlaştı. Emanullah Han bu sırada İngilizlere karşı bağımsızlığını ilan etmiş ve Türkiye ile son derece yakın ilişkiler kurmuştu ve o da SSCB ile yakınlaşmıştı. İlk başta Bolşeviklerin bir karalı nasıl desteklediği size garip gelebilir fakat iki tarafın da ortak düşmanı İngilizler olduğu ve bir nevi kriz anında oldukları için Sovyetler de bu yakınlaşmaya karşılık verdi.